Bundan yıllar öncesinde diş teli kullanımı çok bilinmeyen, tercih edilemeyen bir tedavi yöntemi iken şuan gülümsemek denince akla ilk gelen isimlerdendir.
Günümüz şarlarının gereği dış çevrede etkili izlenim bırakmak adına güzel bir gülümseme çok önem taşır. Dişlerin, diş eti hastalıklarının, çene yapıların, üst alt dişlerle yapılan çalışmalar estetik sonuçlarından daha etkili olarak kabul edilir. Bu yüzden estetik açıdan kendini tatmin etmek istyeen kişiler mutlaka ağız ve diş sağlığına ayrı bir önem vermektedir.
Ağız ve diş sağlığı yaşam kalitesi için en önemli etmenlerden birisidir. Ağız bölgemizde yaşadığımız sağlık sorunları bulunur ; ağrı, sızı, çürük, iltihaplannmalar, ağız ve gırtlak kanseri gibi bir çok olumsuzluk; ısırma, çiğneme, yutma gibi en temel ihtiyacımız olan beslenme ve sindirim sistemimizi etkiler. Ayrıca gülümseme ve konuşma gibi önemli insani ihtiyaçlarımızı dolayısıyla temel yaşam fonksiyonlarımıza da etki gösterir.
Çocukken oluşan çarpıklıklar o dönemde sevimli olarak adlandırılırken yetişkinliğe geçtikçe rahatsızlık hissi verebilir.Zamanla kas, çene, kemik yapısındaki değişmeler görüntülerin daha değişmesine ve kişilerin bazı durumların üzerinde uğraşması gerektiğine kanaat getirmelerine yol açabilir. Sağlık açısından da ayrı ele aldığımızda tüm çevresel, psikolojik, biyolojik etmenler ortodonti tedavisinin önemini ortaya koyuyor.
Tedavi sürecine baktığımızda çocuklar da yetişkinler de aynı aşamlardan geçerler. Yetişkinlerde görülen farklılıklar dokularında oluşan hasarlarla ilgili olabilmektedir.Yetişkinlik döneminde çene kemiğine iskeletsel yön verebilmek çok zordur. Çünkü kendi dişlerinin ve destek kemiğin bir kısmını kaybetme durumları olabilir. Ortodontik tedavi oldukça kapsamlı, içinde bir çok bileşeni bulunduran tedavi sürecinin bir parçasını oluşturur. Aile diş hekimi, ağız cerrahı, ortodontist, periodontist, endodontistin işbirliği içinde çalıştığı tedavi planında her birim kendi işlevini yerine getirerek uygun süreci başlatır. Yetişkin tedavisini çocuktan ayıran önemli faktör çene gelişiminin tamamlanmasıdır. Çene boyutlarında olan uygunsuzluklar yetişkinlerde çene cerrahisinden yardım alınarak düzeltilebilir. Örnek vermek gerekirse alt çenenin çok kısa olduğu bir kişide alt çene üst çeneyi yakalamaya çalıştıkça oldukça önemli çene kapatma sorunları meydana gelebilir. Sadece dişleri kesin olarak yerinden oynatıp hareket ettirmek bu sorunu çözmede yetersiz kalır. Alt çene üst çeneyi ancak cerrahi olarak boyunun uzatılması ile yakalayabilir. Çene eklemi problemlerine sebep olan etmenlerden en öenmlilerinden birisi diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığıdır. Genelde gece yapılan bir alışkanlık olup yetişkinlerde sık görülmektedir. Dişleri aşındırarak zedelenmelere yol açarken diş köklerine de zarar verir.Kişinin günlük yaşamını oldukça olumsuz etkileyen ağrılar meydana getirir. Bu durumun tanısını alanında uzman bir ortodontist koyabilir. Daha ileri boyutlardaki rahatsızlıklarda eklem cerrahisi gerekmektedir.
Yaşın ilerlemesi iyileşme hızlarına doğrudan etki etmeyebilir. Bazı durumlarda yetişkinler çocuklardan daha hızlı gelişme gösterebilirler, bu ağız yapısı, çarpıklık derecesiyle ilgilidir. Bazı durumlarda yetişkinler diş teli takarken utanabilirler. Çocukların daha çok kullanması gerektiğini düşünenler vardır. Bu durumun yanlış olduğu apaçık ortadadır. Yaşın ilerlemesi hiçbir zaman tedavinin olmayacağı anlamına gelmez. Her yaşta kişiler istediği takdirde ortodontik tedaviye başlayabilirler. Çocukların başlama yaşında özel bir muayene süreci gereklidir.
Zamanla gelişen teknoloji, imkanlar diş tellerine de etki etmiş daha kolay, daha hastayı motive edecek düzeyde gelişmeler oluşmasına zemin hazırlamıştır. Genel olarak kullanılan braketler sürtünme kuvvetini ortaya koyarak hareket halini gerçekleştirmeye çalışabilirler. Şimdi bu kuvveti aza indiren materyaller de mevcut bunlar kapaklı ve kilitli braketlerdir. En hassas ince dokulara bile zarar vermezler.
Kilitli braketler uzun süreden beri braketlerin kullanıldığı her durumda kullanım sağlayabilir fakat kilitli braketlerin olduça önemli avantajları vardır. Tedavi sürecini 3-6 ay kadar daha kısaltabilirler, pek çok durumda diş çekilmeksizin çarpışık dişlerin yerlerine oturmasında kolaylık sağlayabilirler, doktor kontrolü sıklığı 4-6 hafta yerine 8 hafta kadardır ve diş hekimi odasında geçirilen zaman çok daha kısalmaktadır, ayrıca tellere uyum sağlama döneminde ve kontrol randevularından sonra daha az süre rahatsızlık hissi verebilirler. Tüm bu avantajlar sebebiyle çocuk ve ergenler daha çok tercih etmeye çalışırlar.
Şeffaf kilitli braketler de bulunmaktadır. Ancak şeffaf braketler her zaman daha kırılmaya meyillidir ve tedavi sırasında kırıldıkları zaman yenisiyle değiştirilmeleri gerekir. Bu durum tedaviyi aksatabilir, tedavinin olduğundan daha uzun süre sürmesine sebep olabilir. Şeffaf braketlerin bu özelliklerine rağmen yetişkinlerce daha tercih edildiği görülmektedir. Belirli bir yaştan sonra tel takmayı düşünmeyen, görünmesini istemeyen yetişkinlerce daha çok tercih edilmektedir. Bunların yanı sıra hiç görülmeyen braketler de bulunmaktadır.Hangi tür olursa olsun etkin temizliği yapmak oldukça önemlidir. Yeterince temizlenemeyen dişlerin arasında kalan artıklar bakterileri oluşturacak, bakteriler de çürümelere, ağızda kokuya ve ilerlerse apselere neden olacaktır. Bu durumlar sürecin başlamadan bitmesine sebep olabilmektedir. Kişiler bu zorluklarla karşılaşınca süreci tamamlamadan bitirmeye yönelik yanlış davranışlarda ve kararlarda bulunabilirler. Sağlıklı bir tedavi sürecinde hasta doktoru ile iyi bir iletişimde olmalı ve dediklerini yerine getirmelidir.
Dışarıdan bakıldığında hiç göze çarpmayan braketler dişlerin iç yüzeylerine yapıştırılan lingual braketler olarak adlandırılmaktadır. Bunların da kilitli özelliğe sahip olanları bulunmaktadır. Fakat bu tedavi yöntemi her diş yapısına ve her hastaya uygun olmayabilir.Lingual ortodontik tedavi diş hekimi için de hasta için de daha uğraş vericidir. Ağzın iç yapısında bulunması görüntüyü olumlu olarak etkilese bile dilin değdiği yerlerde yaraların oluşabilmesine, telaffuzda zorlanmalar meydana getirmesine yol açabilmektedir. Bu tür dezavantajları nedeniyle çoğu zmaan dişin dış yüzeyine yapıştırılan sistemlere göre tedavi daha uzun sürebilmektedir. Dişlerin iç yüzleri dış yüzeylerine göre düzensizdir. Bu sebeple iç yüzey yapıştırılmaları için özel bir tedavi süreci gerekir. Uğraşın fazla olması maddiyatın da fazla olmasına sebep olmaktadır. Diğer tedavi yöntemlerine göre daha masraflıdır. Fakat görüntünün daha çok önemini ortaya koyan kişilere oldukça cazip gelmektedir, son günlerde en çok tercih edilen tedavi olarak adlandırılabilmektedir.
Diş teli fikrine etki eden bir neden de maaliyetidir. Maaliyete etki eden pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilirler; tedavinin toplam süresi, dişlerdeki çarpıklığın miktarı, kullanılan malzemelerin cinsi, kullanılan malzemelerin kalitesi, hastanın yaşı ve öteki hastalıkları olarak söylenebilir. Günümüzde diş teli eskiye oranla daha çok tercih edilmektedir. Artan popülarite ve gelişen teknolojinin imkanları da bu duruma etki etmektedir. Hassas malzemelerin günümüzde daha kolay ulaşılabilir olması, talebin yüksek olması da maaliyetin düşmesine neden olmuştur. Böylece daha fazla kişi diş tellerini tercih etmeye başlamıştır.
Günümüzde iş hayatına atılan kişileri dinlediğinizde iyi bir izlenimin her şeyden önemli olduğunu ifade etmektedirler. İyi izlenim için önemli kriterlerden biri özgüvenli olmak kendini iyi ifade etmektir. Burada yüz ifadelerimizin önemi fazladır. Kişinin kendinden emin duruşu tüm beden diline yansımaktadır. Gülümsememiz, içtenliğimiz bizi her alanda bir tık öne geçirecektir. Yapılan işte kendini rahat hissetmek oldukça önemlidir. İnsanlarla sosyalliğe önem göstermek ve bunu istemek için ilk olarak kişinin kendini onların yanında rahat hissetmesi gerekir. Bu faktörleri de göz önüne aldığınızda kendinizde önem arz eden durumları tespit edip harekete geçmek, daha mutlu ve kendinden emin olmak için adım atmak gerekmektedir.
Diş teli takma işlemi tamamen ağrısız ve acısız toplamda yaklaşık 15-20 dakika süren basit bir işlemdir.
Tedavi sırasında belli periyotlarda yaptığımız sıkma işlemleri ortalama 1 ile 3 gün arasında azalarak kaybolmaktadır. İşlem sırasında sıkma kuvvetine göre bazı zamanlar bir kaç dakika içerisinde tamamen geçer.
Diş teli tedavisi kişinin ihtiyacına göre tek çene ve çift çene olarak ikiye ayrılır. Tek çene tedavilerde dişlerdeki bozukluk durumuna göre ortalama 6-8 ay, çift çene tedavilerde ortalama 12-18 ay sürebilmektedir. İstenilen estetik sonuca ulaşıldığında tedavi sonlandırılır.
Diş teli tedavisinde diş temizliği için uygun olan ortodontik fırçalarla birlikte dişlerin düzenli olarak fırçalanması, plak oluşumundan kaçınılması son derece önemlidir. Ağız hijyeni hem kişinin sağlığı hem de tel tedavisinde önemli bir etkendir.
Şeffaf braketlerde kullanılan malzeme önemlidir. Bazı şeffaf braketler sert plastik gibi malzemelerden oluştuğu için tedavi süresini uzatabilme durumu var. Ancak kliniğimizde porselen braketler kullanılmaktadır.
Şeffaf braketlerin sararması durumu tamamen kişisel bakımla ilgilidir. Kliniğimizde 3 haftalık aralıklarla muayene çağırdığımız hastalar arasında sanki yeni takılmış gibi bakımına özen gösteren hastalar mevcut.
Diş telleri zaman zaman yanak ve dudakların iç kısımlarında tahrişler yapabilir. Bu durumda tahrişe sebep olan bölgeyi kurulayarak bal mumu yapıştırdığınızda hissedilen acı seviyesini en aza indirebilirsiniz.
Tel çıkartma işlemi herhangi bir şekilde uyuşturma işlemine ihtiyaç duymadan yapılan yaklaşık 30 dakika süren basit bir işlemdir
Tel tedavisi bittikten sonra pekiştirme tedavisi başlamaktadır. Pekiştirme tedavisi dişlerin yeni konumuna adapte olabilmesi için dişlerin iç kısmına koruyucu tellerin takılması ve hastaya pekiştirme plaklarının verilmesidir. Pekiştirme plaklarının tavsiye edildiği şekilde takılmadığı durumlarda ve periyodik kontrollere gelinmediği durumlarda dişler tekrar bozulabilir. Bu noktada hastanın tedavi bittiğinde de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi önemlidir. Aksi takdirde dişlerin tekrar bozulması kaçınılmaz olur.